Rahmetli babamın (Abdulkadir Akar) memuriyetinden dolayı ilk mektebe, Elbistan kazasına bağlı Gücük nahiyesinde başlamıştım. Kendisi nüfus memuru olmasına rağmen (daha sonraları Elbistan nüfus baş memuru/nüfus müdürü olacaktır), zaman zaman münhâl (boş) bulunan nahiye müdürlüğüne de vekâlet ederdi.
1962 yılında ilk mektebe başlarken, rahmetli babam okul müdürüne “eti senin, kemiği benim” diyerek beni teslim etti. O zamanki anlayış böyleydi. Öğretmenlere/hocalara büyük güven duyulur ve saygı gösterilirdi.
Neyse, okula başladık. Elimize bir alfabe tutuşturdular. Hiç unutmuyorum! Alfabenin kapağını kaldırdıktan sonra daha ilk sahifede/sayfada büyük harflerle aynen şunlar yazılıydı:
YAT! YAT! UYU!
UYU! UYU! YAT!
Alfabenin en son sayfasında da şunlar yazılıydı:
KARGA, KARGA, GAK DEDİ.
ÇIK ŞU DALA BAK DEDİ.
ÇIKTIM BAKTIM O DALA.
BU KARGA NE BUDALA!..
Sonra?
Sonra yıllar, yılları kovaladı! Zaman akıp gitti! Büyüdük, üniversiteli olduk. Üniversiteyi bitirdik, eğitimci olduk. Mesleğimi icra ederken; zaman içerisinde bir şey dikkatimi çeker oldu! Düşündüm, sorguladım ve sordum?
“- Biz daha okula yeni başlarken; acaba neden bizi uyutmakla işe başlamışlardı ki?!.. Daha henüz körpecik olan beyinlerimize, daha henüz bomboş olan bilinç altımıza; yoksa bilinçli olarak bir takım fikirler, düşünceler ve duygular mı empoze ve enjekte edilmeye çalışılmıştı ki?!.. 17. Yüzyılda yaşamış ünlü İngiliz düşünür John Locke’un dediği gibi; beynimiz, zihnimiz, bilinçaltımız daha çocukken ne yazarsanız onun kalacağı bir ‘tabula rasa’ yani ‘boş bir levha’ mıydı?!..”
Yine düşündüm, sorguladım ve sordum?
“ - Bizi alfabeye böyle ‘uyutma’ cümleleriyle başlatmasalardı da; meselâ şu cümlelerle başlasaydık, acaba okumayı sökemeyecek miydik?
OKU, OKU, KALK OKU!
ÇALIŞ, ÇALIŞ, DURMADAN ÇALIŞ!
ÖĞREN, ÖĞREN, DURMADAN ÖĞREN!
DÜŞÜN, DÜŞÜN, DURMADAN DÜŞÜN!
Alfabenin son sayfası da şöyle bitseydi daha güzel olmaz mıydı?
OKUDU, OKUDU, BÜYÜK ADAM OLDU.
ÇALIŞTI, ÇALIŞTI, ZENGİN OLDU.
ÖĞRENDİ, ÖĞRENDİ, ÂLİM OLDU.
DÜŞÜNDÜ, DÜŞÜNDÜ, HAKİKATİ BULDU!..”
Sonra?
Sonra yine düşündüm, sorguladım ve sordum?
“- Acaba yıllardan beri millet olarak okumayı ve çalışmayı pek fazla sevmemeyişimizin altında yatan temel sebep; daha ilkokul birinci sınıfta iken, pedagojik olarak bilinç altımıza bir şekilde empoze ve enjekte edilerek yerleştirilen bu ‘uyutma’ politikası olabilir miydi?!..
Yukarıda yazdığım şu benim cümlelerim, alfabede olup da çocuklara bu şekilde öğretilseydi eğer; okumada, çalışmada, öğrenmede ve düşünmede millet olarak şimdi farklı yerlerde olabilir miydik acaba?!..”
Sonra?
Sonra yine düşündüm, sorguladım ve sordum?
“- Acaba birileri bütün bunları bize kasıtlı olarak mı yaptı? Acaba bu yapılanlar, büyük bir projenin bir parçası mıydı?!.. Bize öğretilen alfabenin ilk sayfasında önce bizi mışıl mışıl uyutup, son sayfasında da bizi ‘budala bir karga’ yerine koyarak; ‘-şu kargaları nasıl da uyuttuk’ diyerek alay mı ettiler acaba?!..”
Sonra?
Sonra sorular, sorular, soru içinde!
Zihnim alabora olmuş, sorular içinde!
Ruhum daralmış, olmazların zoru içinde!
Bir nur peydah olmuş, zifiri karanlıklar içinde!
Bir nur peydah olmuş, zulmetlerin ana rahminde!..
Şimdi konuyla ilgili olarak; benim bu değerlendirmelerimi okuma durumunda kalan kıymetli okuyucularımın zihninde bazı soru işaretleri oluşmuş olabilir. Aşırı şüphecilik veya komplocu bir düşünce tarzı olarak değerlendirebilirsiniz. Saygı duyarım. Ancak kararınızı vermeden önce; aşağıda belirteceğim hususları da dikkate alarak, ondan sonra kararınızı olgunlaştırmanızı şahsen salık veririm…
11 Temmuz 2020
İlhan AKAR
NOT: Haftaya devam edecek…
Yorum yazarak Elbistan Kaynarca Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistan Kaynarca hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistan Kaynarca editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistan Kaynarca değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistan Kaynarca Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistan Kaynarca hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistan Kaynarca editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistan Kaynarca değil haberi geçen ajanstır.