Türklerden bazı yöre halkı, Kukumav kuşu gibi olmayı sosyal olmayan insanlar için kullanır. Elbistan yöresi halkı bunu sıklıkla şunun için dile getirir: Karşımızdaki insana; eşim, dostum, çevrem var, kimsesiz değilim yerine şunu deriz:
“Beni Kukumav Kuşu mu? sandın”.
Baykuşgiller ailesinden olan Kukumav kuşunu birlikte tanıyalım mı? Nasıl bir kuştur? Nerede yaşar? Mitoloji de neyi ifade eder?
Çin’den Akdeniz’e kadar uzanan, Batı Avrupa dahil genellikle Avrasya bölgesinde ılıman bölgesinde ağaç gövde kovuklarında ve kayaların arasındaki oyuklarda yaşar. Aşırı Orman bölgesinden ziyade daha kırsal da yeşil alanlarda konuşlanır. Tüylerinde koyu kahve üzerinde sıkça beyaz lekeler vardır.
Tüm Baykuş türlerinde olduğu gibi mucizevi gece görüşleri ve işitme yetenekleri vardır. Görme ve işitme yetenekleri adete birbiriyle uyarlanmış ve ahenk içindedir. Baykuş çoğu toplumda uğursuzluk, yer altı dünyasının habercisi, ölümün habercisi olarak görülmektedir. Kimi toplumlarda şifacılık ve kehanette, kimi toplumlarda ise bilgeliğin sembolüdür.
Özellikle Türk Toplumunda diğer hayvanlara göre Kuş’un büyük bir önemi vardır. Çünkü Türklerde Tanrı’nın yeryüzündeki var oluş biçimi On-gon olarak ifade edilirdi. İçinde ruh barındıran cisme, varlığa On-gon denirdi. Bu bağlamda her Türk boyunun kuşlarla ifade edilen bir on-gon’u vardı. Her boy, simgesel olarak bir kuş ile özleştirilmekteydi. Gelelim Türklerde Baykuş’un ne anlam ifade ettiğine;
Kırgız Türklerine ait olan dünyanın en uzun destanı “Manas Destanı’nda” baykuşun adına rastlamaktayız.
Destan’da geçen Manas’ın annesi Çıyırdı, kocası Cakıp Han’a seslenerek, oğlunu niçin sahrada yalnız başına bıraktın, senin Manas’tan başka kimin var, ben Baykuş Ana oldum diyerek sitemini dile getirmektedir.
Manas Destanındaki bu diyalog ’un bugünlere kadar geldiğini düşünmekteyim.
Kültür Araştırma Dergisinde yayınlanan Türk Kültüründe Baykuş isimli makalesinde,
Dr. Serkan Köse konuyla ilgili şunları dile getirir: “Gerek Gök Tanrı inancı ve Şamanizm gerekse İslam dini açısından bir insanın ne zaman öleceğini bilen bir yaratıcının söz konusu olması ve dolayısıyla toplumun sadece Tanrı’nın bilebileceği bir olguyu baykuşla anlamlandırması ya da baykuşun “ölümü haber veriyormuş” gibi algılanması, baykuşun Tanrı’yla insanlar arasında bir iletişim aracı olarak görülmesi düşüncesini ortaya koymaktadır. Toplum, ölüm, doğal felaket, yoksulluk, gurbet gibi olumsuz olay ve olguların olmasının sebebini doğrudan Tanrı’yla ifade etmek yerine dolaylı olarak baykuşa yüklemiştir. Bu bağlamda baykuş, kötü ve olumsuz olayların sorumlusu olarak görülmüştür. Toplumun belleğinde baykuşun gece uçmasından çirkin bir görüntüyü aksettirmesine hatta kötü ötüşüne kadar birçok yönden olumsuzlanması onun “kötülüğü haber veren kuş” olarak görülmesine sebep olmuştur.”
Yorum yazarak Elbistan Kaynarca Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistan Kaynarca hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistan Kaynarca editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistan Kaynarca değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistan Kaynarca Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistan Kaynarca hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistan Kaynarca editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistan Kaynarca değil haberi geçen ajanstır.