Bu gecenin değerinin kendinden değil vahiyden kaynaklandığının altını çizen Müftü Kılınç, “Kadir Gecesi değer gecesidir. Kıymet gecesidir” diye konuştu.
Müftü Kılınç, mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Ramazan ayını on bir ayın örneği ve sultanı kılan Yüce Rabbimiz, Kadir Gecesini de Ramazan’ın kalbi ve kıymetlisi kılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu geceye müstakil bir sure tahsis eden Yüce Rabbimiz, gecenin değerini de bizzat surede haber vermiştir. Kadir Gecesinin, hidayet kaynağımız Kur’an-ı Kerim’in, ümmeti olmakla müftehir (iftihar ettiğimiz) olduğumuz sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) kalbine inmeye ve İslâm güneşinin yeryüzünü aydınlatmaya başladığı gece olmasıdır. O halde Kadir Gecesini ihya etmenin yolu, Kur’an’ın kadir ve kıymetini bilmekten, Kur’an’la hayatı anlamlandırmaktan, onunla hayata, insana, eşyaya, tabiata, çevreye ve kâinata bakmaktan geçer. Kadir Gecesi öyle bir gecedir ki; Kur’an ayetleri Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kalbine inmeye başladığı bir gecedir. Kadir Gecesi değer gecesidir. Kıymet gecesidir. Kur’an’ın satırlardan sadırlara girmesi lazım.”
İnsan ruhunun Kur’an-ı Kerim’le beslenmesi gerektiğine işaret eden Elbistan Müftüsü Hacı Mustafa Kılınç, “Kur’an insanlık için o kadar büyük bir lütuftur ki; içerisinde Kur’an bulunmayan bin aylık bir zamandansa; Kur’an’la tanışılan, Kur’an’la geçirilen Allah’ın kitabının kadir-kıymetinin bilindiği bir gece daha iyidir. Kur’an’ın içeriğinden habersiz yaşayanlar için, vahiy yeryüzüne inmiş inmemiş ne önemi var? Kur’an hayatımıza girdiğinde, işte bizim Kadir Gecemizdir. Kadir Gecesini Kur’an’da aramak lazım. Kur’an; algı dünyamıza, akleden kalbimize, hayatımıza, müdrikat alemimize dahil olduğu gece bizim Kadir Gecemizdir. Kur’an’dan yoksun yaşamak; Ekmekten, sudan ve havadan yoksun kalmaktan daha beterdir. Çünkü yiyip içilmezse; sadece beden ölür. Ama ruhumuzu Kur’an’la beslemezsek; imanımız ölür, kalbimiz ölür, insanlığımız ölür... Bu gecenin değeri kendinden değil, vahiydendir. Düşünsene indiği geceyi 1- Bin aydan (bir ömürden) daha hayırlı kılan Kur’an, ey insan ya sana inerse seni neye bedel kılar? Ya bir de sana indiğini düşün. 2- İndiği zatı Abdullah oğlu Muhammed olmaktan çıkartıp alemlere rahmet kıldı. 3-İndiği şehri, dağında ot bitmez olmaktan çıkartıp, şehirlerin anası kıldı. Ya bir de sana inerse, çölünü göl etmez mi? gölünü gül etmez mi? Seni de alemlere rahmet kervanına dahil etmez mi?” şeklinde konuştu.
Kadir Gecesi’nin yüce Allah tarafından insanlığa bir rahmet ve umut kapısı olarak bahşedildiğini vurgulayan Müftü Kılınç, “Gece şuur sahibi olmayan bir mahluktur. Peki, şuur sahibi olmayan geceyi bin aydan daha hayırlı kılan bu Kur’an şuur sahibi olan insana inerse ne yapar? Tersini söyleyelim; içinde Kur’an’ın nazil olmadığı bir ömür, bir gece kadar karanlıktır, bereketsizdir. Bu yönüyle Kadir Gecesi diğer bütün kutlu zamanların üstünde ve önünde olarak Yüce Rabbimizin insanlığa bir rahmet ve umut kapısı olarak bahşettiği mübarek bir gecedir. Bunun anlamı şudur: Ey ömür sermayesini boş ve beyhude geçiren insan, her yıl bir ömre bedel bir gece sana lütfedilmiştir. Öyleyse yeni bir hayata başlayabilirsin. Şu halde Kadir gecesini ihya etmenin yolu, Bir daha dönmemek üzere tövbe ederek “Kur’an’ın hak, hakikat, ahlâk ve adalet ilkelerine ne ölçüde sarılıyoruz?”; “Biz, Kur’an’da ne kadar varız? Kur’an, bizde ne kadar var?” sorularının cevabını nefsimizde, ailemizde, toplumumuzda ve İslâm toplumlarında aramaktan geçer. Yüce Rabbimiz nezdinde değerimizi yükseltmenin yolu, hayatımızı “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!” şuuruyla sürdürmekten geçer.
Allah katında yeniden yücelmenin yolu, sürekli nefis muhasebesi yapmaktan, geçmişimizi değerlendirmekten, gafletle geçen günlerimizi sorgulamaktan, hata ve günahlarımızdan tövbe ve istiğfar etmekten geçer. Bu gece ile yükselmenin yolu, Yüce Rabbimizden af ve bağışlanma dilemekten, Resûl-i Ekrem’in (sav) Kadir Gecesinde nasıl dua edeceğini soran Hz. Aişe validemize öğrettiği “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizi de affeyle” (Tirmizî, Deavât, 85) niyazını hayatımızda kavli ve fiili duaya dönüştürmekten geçer. Ancak o zaman Sevgili Peygamberimizin (sav) “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 1) müjdesine nail olabiliriz.
Bu duygu ve düşüncelerle Kadir Gecesinin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını, acılar içinde kıvranan İslâm âlemine merhamet, adalet ve barış; insanlık âlemine ise hidayet getirmesini ve Yüce Rabbimden içinde bulunduğumuz virüs musibetinden bir an önce bütün bizleri ve insanlık alemini kurtarmasını niyaz ve temenni ediyorum” dedi.